give in - Turkish English Dictionary

give in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "give in" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
Common Usage
give in v. pes etmek
The Presidency gave in and the ban remained in place.
Başkanlık pes etti ve yasak yürürlükte kaldı.

More Sentences
General
give in v. çökmek
The floor gave in under the weight of the heavy sculpture.
Zemin, ağır heykelin ağırlığı altında çöktü.

More Sentences
give in v. teslim etmek
Please give in your report by the end of the day.
Lütfen raporunuzu gün sonuna kadar teslim edin.

More Sentences
give in v. teslim olmak
Would dedicating a resolution from this House on extreme poverty on this occasion be giving in to opportunism?
Bu vesileyle bu Meclisten aşırı yoksullukla ilgili bir karar çıkarmak fırsatçılığa teslim olmak anlamına gelir mi?

More Sentences
give in v. kabullenmek
My mother finally has given in to my views.
Annem sonunda görüşümü kabullendi.

More Sentences
give in v. vermek
I want to leave a thought with you, which is a regular feature in the answers I give in studying.
Çalışırken verdiğim cevaplarda düzenli olarak yer alan bir düşünceyi sizinle paylaşmak istiyorum.

More Sentences
give in v. boyun eğmek
We have given in too easily to pressure from the WTO.
DTÖ'den gelen baskılara çok kolay boyun eğdik.

More Sentences
Phrasals
give in v. bırakmak
When you desire massage therapy, give in to the entire process.
Masaj terapisi almak istediğinizde kendinizi tüm sürece bırakın.

More Sentences
give in v. boyun eğmek
The king is foolish if he believes our rebellion will ever give in!
Kral, isyanımızın boyun eğeceğine inanıyorsa aptallık ediyor!

More Sentences
give in v. teslim etmek
She gave in her report.
Raporunu teslim etti.

More Sentences
give in v. vermek
Are you just going to give in?
Sadece verecek misin?

More Sentences
give in v. yenilgiyi kabullenmek
I give in.
Yenilgiyi kabulleniyorum.

More Sentences
General
give in v. kabul etmek
give in v. göçmek
give in v. pes demek
give in v. istemeyerek razı olmak
give in v. razı olmak
give in v. imana gelmek
Phrasals
give in v. kaydettirmek
give in v. terk etmek
give in v. yazdırmak
give in v. yenik düşmek
Boxing
give in v. kafayı öne eğmek

Meanings of "give in" with other terms in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

English Turkish
Phrasals
give in to v. boyun eğmek
This is not about giving in to the agricultural lobby for the umpteenth time.
Bu, tarım lobisine bilmem kaçıncı kez boyun eğmekle de ilgili değildir.

More Sentences
General
give in addition v. üste vermek
agree to give in marriage v. söz kesmek
give somebody in marriage v. evermek
give in marriage v. baş göz etmek
give in charge v. işi kabul etmek
give one a tickle in one's throat v. gıcıklamak
give one a tickle in one's throat v. gıcık vermek
give something in v. teslim etmek
give away one's daughter in marriage v. kız vermek
give in marriage v. evlendirmek
give a girl in marriage v. kız vermek
give someone a start in life v. birinin hayata atılmasını sağlamak
give somebody in marriage to somebody v. evermek
give in consignment v. emaneten vermek
give as good as one gets (in an argument) v. laf altında kalmamak
give up one's seat (in the bus) v. yerini vermek
give away one's daughter in marriage v. kızını vermek
give away one's daughter in marriage v. kızlarını vermek
give one's daughter in marriage to v. kızını vermek
give one's daughter in marriage to v. kızlarını vermek
give to in marriage v. söz takmak
give to in marriage v. söz kesmek
give to in marriage v. sözlenmek
give in exchange v. karşılığı olarak vermek
give in to the pressures v. baskılara boyun eğmek
(for a teacher) give a student hard time in school v. bir öğrenciye takmak
give 5 dollars back in change v. beş dolar para üstü vermek
give 5 dollars back in change v. para üstü olarak beş dolar vermek
Phrasals
give in to v. -e teslim etmek
give in to (someone or something) v. (birine/bir şeye) boyun eğmek
give in to (someone or something) v. (birine/bir şeye) teslim olmak
give in to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kabul etmek
Idioms
give a flea in (one's) ear v. kulağını bükmek
give a flea in (one's) ear v. azarlamak
give a flea in (one's) ear v. paylamak
give a flea in (one's) ear v. fırça atmak
give a flea in (one's) ear v. çıkışmak
give one the lie in his throat v. yalanını yüzüne vurmak
give one lump in one's throat v. boğazını düğümlemek
give a shot in the arm v. cesaret vermek
give a shot in the arm v. cana can katmak
give a dinner in honor of v. onuruna yemek vermek
give a dinner in someone's honor v. onuruna yemek vermek
give a dinner in someone's honor v. şerefine yemek vermek
give in to temptation v. şeytana uymak
give a dinner in honor of v. şerefine yemek vermek
give someone the lie in his throat v. yalanını yüzüne vurmak
give a shot in the arm v. yeni bir soluk getirmek
Speaking
don't give a hoot in hell's hollow v. hiç takmamak
don't give a hoot in hell's hollow v. hiç umurunda olmamak
don't give a hoot in hell's hollow v. hiç umursamamak
will you give that to me in writing? expr. onu bana yazılı olarak verir misiniz?
Trade/Economic
give in exchange v. karşılığında vermek